Bir Sahil Kasabasının Sabahı
Sabahın erken saatlerinde deniz kıyısında bir sessizlik hâkim. Ufukta, güneş yavaşça yükseliyor ve gökyüzünü altın rengine boyuyor. Denizin üstü pürüzsüz bir cam gibi, sadece arada bir minik dalgacıklar kıyıya vuruyor. Bu dalgalar, kumlara dokundukça ince bir müzik gibi yankılanıyor.
Kumsal, gece boyunca serinliğin izlerini taşımış; ıslak kum, çıplak ayaklara yumuşak ama serin bir dokunuş sunuyor. Bazı yerlerde deniz kabukları, dalgaların hediyesi gibi sıralanmış. Uzaklarda birkaç balıkçı teknesi, sabah rüzgârıyla yavaşça süzülüyor. Motorlarının uğultusu, hafif bir melodi gibi kulaklara çalınıyor.
Hava, tuzlu suyun ve yosunların keskin kokusuyla dolu. Rüzgâr, yanakları okşayan tatlı bir esintiyle çevreyi sarıyor. Sahile yakın bir yerde, birkaç martı sessizliği bozarak çığlık çığlığa uçuşuyor. Kasabanın sokaklarından yeni pişmiş ekmek ve kahve kokuları geliyor; yerel fırınlar sabah hazırlığına çoktan başlamış.
Yorumlar
Yorum Gönder